Hayat, bazen beklenmedik turnalarla dolu acımasız bir yolculuğa dönüşebilir. Özellikle sevdiklerimizi kaybettiğimizde ya da kendi sağlığımızla ilgili kötü haberler aldığımızda. İşte, genç yaşta kanserle mücadele eden bir kızın acı dolu hayat hikayesini ve bu süreçte annesinin yaşadığı çifte zorluğu anlatan bir gerçek. 21 yaşındaki Eylül, 6 yıl süren kanser yolculuğunda hayatını kaybetti. Ancak bu kederli süreç tam burada sona ermedi. Eylül’ün annesi Zeynep, kızını kaybettikten sadece bir süre sonra kendisinin de kanser teşhisi ile sarsıldı. Bu haberde, ailenin hem acısı hem de savaşını detaylı bir biçimde ele alıyoruz.
Eylül, 15 yaşındayken ağır baş ağrıları ve mide bulantısı şikayetleri ile hastaneye başvurmuştu. Yapılan tetkikler, acı bir gerçeği ortaya koydu: Eylül, nadir görülen bir kanser türüne yakalanmıştı. Genç yaşında böyle bir teşhis almak, hem Eylülü hem de ailesini derinden sarstı. Zeynep, kızının hastalığı ile mücadele sürecinde ona destek olmak için elinden geleni yaptı. Sürekli hastane ziyaretleri, tedavi süreçleri ve moral vermekle geçen günler birbirini takip etti. Eylül, her şeye rağmen savaşmaya kararlıydı. Zeynep, kızının cesaretine hayran kalmış ve birlikte bu süreci atlatabileceklerine inanmışlardı. Ancak zamanla Eylülü tedavi eden doktorlar, hastalığının ilerlemesi nedeniyle umutlarını yitirmeye başladılar. Yine de Eylülü kaybetmemek için her türlü tedavi yöntemini denemeye karar verdiler.
Günler geçtikçe, Eylülü ve Zeynep’in yaşadığı zorluklar katlanarak büyüdü. Kızının belirsizlikleri ve hastane günleri, Zeynep’in yaşamının merkezine yerleşti. 2020 yılının sonlarına doğru Eylül, ne yazık ki hayatını kaybetti. Zeynep, o gün yaşadıklarını "Kızımın elini tuttuğum son anı unutmam mümkün değil. O benim her şeyimdi. Genç yaşında bu dünyayı terketmesi benim için tarifi imkansız bir acıydı" diyerek anlattı. Kızını kaybetmenin kaygı ve suçluluk hissi içinde yaşamak zorunda kaldı. Eylülü kaybetmesinin ardından Zeynep, kendisini bir boşlukta buldu. Bir süre boyunca hayata karşı tüm inancını kaybetti. Ancak yas sürecini atlattıktan sonra, kendisinde de bir farklılık hissetmeye başladı. Bel ağrıları ve yorgunluk şikayetleri Zeynep’in yaşamını zorlaştırıyordu. Bu bulgular üzerine doktora başvurmak zorunda kaldı.
Yapılan tetkiklerin sonucunda Zeynep, 21 yaşındaki kızı Eylülü'nün acısını içinden atamadan kendisinin de kanser olduğunu öğrenmişti. "Bu duygu benim için tam anlamıyla yıkıcıydı. Kızımın kaybının ardından kendimde de benzer bir hastalığın ortaya çıkması beni öteki dünyaya nasıl gideceğimi düşünüp durmama sebep oldu," diyerek hissettiklerini paylaşan Zeynep, tüm umudunu kaybetmediğini ve bu kez kendi mücadelesine odaklandığını belirtti.
Zeynep, kendisine teşhis konulmasıyla birlikte, tedavi süreçlerinin yeniden başladığı bir döneme girdi. Domuz gribi sonrası, Eylül’ün kaybıyla temsil edilen kayıpların ve zorunlulukların, kendisine bir motivasyon kaynağı olacağını düşündü. Kendi tedavi sürecinde, kızının yaşadığı yıpratıcı süreçlere hazırlıklı olmaya çalışıyordu. Zeynep, "Benim için Eylülü'nün hatıraları her zaman yaşamımın bir parçası olacak. Kızım için güçlü kalmalıyım. Tüm mücadelem onun anısına olacak," dedi.
İki yıl boyunca, Zeynep hem fiziksel hem duygusal olarak zorlu bir mücadele verdi. Onun hikayesi, yalnızca bir annenin ve kızının değil, aynı zamanda mücadele eden tüm bireylerin ve ailelerinin güçlenmesini sembolize etti. Zeynep, tedavi sürecinde başkalarına yardımcı olabilmek, kendisi gibi atravmatik bir hayat hikâyesi olan diğer insanlarla buluşmak amacıyla destek gruplarına katılmaya karar verdi. Bu sürecin kendisine de ne kadar faydalı olduğunu fark etti. "Duygusal yükümü paylaşarak, ruhsal olarak ne kadar hafiflediğimi görebiliyorum," diyen Zeynep, bu yeni yolculukta kendisine ve kızına dair birçok insanla tanışmanın verdiği mutluluğu paylaştı.
Bu dokunaklı hikaye, sadece hastalıkla değil, aynı zamanda kayıpla, sevgiyle ve mücadele ruhuyla dolu bir hayatı yansıtmaktadır. Zeynep, kızını kaybetmenin derin acısını yaşamaya devam etse de, ruhsal olarak bu kaybın kendine nasıl güç ve cesaret kattığını düşünmektedir. Kendi mücadelesinde bir amaç bulmuş olan Zeynep, başkalarına ilham vermeye ve umut olmaya devam etmekte.
Hayatın ne getireceği belli olmamakla birlikte, Zeynep’in hikayesi, sevginin ve yılmazlığın gücünü gösteriyor. Eylül’ün anısı için mücadele eden Zeynep, hem kendisi hem de diğer hastalar için umudun her şeyin üstünde olduğunu vurguluyor. Bu süreçte hem Zeynep’in hem de Eylülü’n