Bilecik’te yaşayan 60 yaşındaki İsmail Yılmaz, Ramazan ayının ruhunu canlı tutmak adına tam 30 yıldır hiçbir ücret talep etmeden Ramazan topu geleneğini yaşatıyor. Her yıl, Ramazan’ın başlangıcında ve iftar saatinde attığı toplarla, hemşehrilerini teşkilâtlandıran Yılmaz, bu geleneği sürdürmenin bir bayram sevinci olduğunu ifade ediyor.
Ramazan ayı, İslam dünyasında büyük bir coşkuyla kutlanan özel bir dönemdir. İftar saatinin duyurulması için kullanılan top, bu kültürel mirasın vazgeçilmez bir parçasını oluşturuyor. Her akşam duyulan top sesi, sadece iftar vaktinin geldiğini değil; aynı zamanda toplumu bir araya getiren bir bağın da sembolü. İsmail Yılmaz, kendi çocukluğunda bu geleneği yaşarken, büyüyüp yetiştiği Bilecik’te yaşatmaya karar verdi.
Özellikle büyük şehirlerde artık unutulmaya yüz tutan bu gelenek, küçük yerleşim yerlerinde hala coşkuyla kutlanıyor. Yılmaz, her akşam iftar vaktinde topu atarak topluluğuna “Hayırlı iftarlar” dileğinde bulunuyor. Onun bu özverisi, sadece Bilecik halkı için değil, aynı zamanda Ramazan ruhunu yansıtan bir misyon olarak ortaya çıkıyor.
İsmail Yılmaz, Ramazan topunu atmaya başladığı günden beri, bu geleneği sürdürme kararlılığına sahip olmuş. Her yıl, eski bir top makinesi ile iftar saatini duyuruyor. Şehrin çeşitli noktalarından sesine yankı bulan Yılmaz, vatandaşların sahur ve iftarını kolaylaştırırken aynı zamanda eş zamanlı bir topluluk oluşturuyor.
Her Ramazan, Yılmaz’ın bu özverisini kutlamak isteyen insanlar, topların atıldığı saatlerde Yılmaz’ın çevresinde toplanıyor. Yılmaz, “Bir gün bile bu geleneği sürdürmediğimde, kendimi eksik hissederim” diyerek hislerini dile getiriyor. Bu etkinlik, sadece iftar bellisinin duyurulması amacı taşımıyor; aynı zamanda toplumsal bir dayanışmanın da göstergesi haline geliyor.
30 yıl boyunca hiçbir ücret almadan bu geleneği sürdüren Yılmaz’a, yerel yönetimlerden desteğin de geldiğini belirtmek önemli. Yılmaz, yerel yönetimlerin, bu geleneksel etkinliklere katkı sağlamasını ve yeni nesillere aktarılması konusunda daha çok çalışma yapılmasını öneriyor. Bu tür geleneklerin gelecek nesillere aktarılması için, daha fazla insanın katılım göstermesi gerektiğini düşünüyor.
Yılmaz’ın hikayesi sadece bir geleneği yaşatmanın ötesinde, toplum bilincinin ve sorumluluğunun da sembolü haline geliyor. Onun bu çabaları, diğer insanlara ilham veriyor ve benzer etkinliklerin düzenlenmesine vesile oluyor. Bilecikli dostları ve çevresindeki halk, Yılmaz’ın hayattaki misyonunu desteklemek adına zaman zaman bir araya gelerek, bu geleneği daha da ileri taşımak için çeşitli etkinlikler düzenliyor.
Bilecik halkı, İsmail Yılmaz’ın Ramazan’da attığı topların önemi konusunda hemfikir. Onlar için bu toplar, sadece iftarın habercisi değil; aynı zamanda birlikte olmanın, sosyal dayanışmanın bir göstergesi. Yılmaz’ın hikayesi, sadece Bilecik’te değil, tüm ülke genelinde benzer geleneklerin korunması ve yaşatılması açısından büyük bir örnek teşkil ediyor.
Sonuç olarak, Bilecik’te İsmail Yılmaz’ın 30 yıldır sürdürdüğü Ramazan topu geleneği, toplumu bir araya getiren, paylaşmanın ve dayanışmanın sembolü haline gelmiş durumda. Yılmaz’ın özverisi ve toplumsal bilinç geliştirme çabaları, bu geleneğin yıllar boyunca yaşatılmasının ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Gelecek nesillerin bu tür gelenekleri keşfetmesi ve yaygınlaştırması, hem kültürel miras açısından, hem de insan ilişkileri açısından büyük bir önem taşıyor.