1912 yılında yaşanan Titanik faciası, tarih boyunca tartışılan en trajik deniz kazalarından biri olmuştur. Bu olay, yalnızca su altına gömülen bir gemi değil, aynı zamanda tarihin derinliklerinde kaybolmuş umutlar ve hayat hikayeleri de bırakmıştır. Ancak şimdi, Titanik'in kaderini bir şekilde öngören bir mektup, bir müzayedede satışa sunuluyor. Bu mektup, kazadan önce yazılmış olmasıyla biliniyor ve bu özelliği onu tarihin en gizemli belgelerinden biri haline getiriyor.
Mektubun sahibi, Titanik’i gerçekleştiren White Star Line şirketinin bir çalışanıydı. Mektubun içeriği, yolculara gemideki tehlikeleri ve güvenlik önlemlerini daha iyi anlamaları için bir "uyarı" niteliğinde. Kayıtlı kalmış çok az belgeden biri olarak, bu mektup Titanik olayının sadece bir kayıptan ibaret olmadığını, bir mesaj taşıdığını da gösteriyor. Gerçekten de mektupta yer alan ifadeler, zamanla kahraman gibi anılan bazı yolculara ve onların yaşayacağı trajedilere ışık tutuyor. Mektubun sahibi, kazadan 24 saatten kısa bir süre önce, Titanic’in yolcularına ‘bu kadar büyük bir geminin, kural ve kanunların dışına çıkabileceğini’ belirtiyordu. Böylece mektup, hem bir tarih belgesi hem de bir kehanet niteliği kazandı.
Mektubun müzayedeye sunulacağı tarih, birçok koleksiyoncu ve tarih meraklısı için önemli bir olay olarak görülüyor. Kültürel tarihi anlamda büyük bir öneme sahip olan bu belge, açık artırmada yüksek fiyatlarla satılması bekleniyor. Uzmanlar, mektubun alıcılar arasında büyük bir rekabet yaratacağı öngörüsünde bulunurken, aynı zamanda Titanik ile ilgili daha önce satılan belgelerin fiyatları da dikkate alındığında, mektubun birkaç yüz bin dolara ulaşabileceği tahmin ediliyor.
Müzayede firması, mektubun eşsiz bir hikayeye sahip olduğunu, alıcılarının yalnızca bir belgenin sahibi olmanın ötesinde, tarihin içindeki önemli bir bölümü sahiplenme fırsatı bulacaklarını vurguladı. Mektubun, Titanik ve onun hikayesi üzerine yapılan geçmiş araştırmalara katkı sağlayacak bilgiler barındırdığı düşünülüyor. Koleksiyoncular ve tarihçiler, bu mektubun yalnızca Titanik faciasının yanıtlarını aramakla kalmayıp, aynı zamanda bu trajik olayın insanlık tarihi açısından da derin bir yansımaları olduğunu vurguluyorlar.
Sonuç olarak, Titanik'in "kehanet" mektubu, yalnızca bir deniz kazasının traşide bıraktığı acıyı değil, aynı zamanda insanlığın tarihine dair izlenimlerin naif bir biçimde ifadelendiği bir belge olarak yeniden gün yüzüne çıkıyor. Müzayedede yapılacak olan bu satış, tarih tutkunları için kaçırılmayacak bir fırsat sunarken, Titanik faciasının derin izlerini taşıyan bu mektup, belki de gelecekte daha büyük bir öneme sahip olacak bir hazine niteliği taşıyor.